Ayaktakımı Arasında
Etiket Fiyatı : 94.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
61.10 TL
Açıklama
Ayaktakımı Arasında
Ayaktakımı Arasında
Rusya’da on dokuzuncu yüzyıl sonlarında patlak veren ekonomik kriz binlerce işçi ve köylüyü yaşamlarını sürdürecek imkânlardan yoksun bırakmıştı. Gorki’nin krizin vahim sonuçlarının hâlâ hissedildiği bir dönemde yazdığı Ayaktakımı Arasında, hem sosyal hem de manevi açıdan dibe vurmuş insanları konu edindiği yenilikçi oyunlarından biridir. Yazar, Çehov piyeslerindeki “çalkantısız” günlük yaşamın “rafine” havasını bu oyuna aktarırken, farklı dünya görüşlerinin çatışmasını gözlemlediği gerçeklere dayandırır.
Bir zamanlar amaçları olan bu insanları dibe doğru iten dünyanın gaddarlığı ve adaletsizliğidir. Ayaktakımını bizzat yaratan toplum, bununla yetinmemiş; insanlıktan çıkardığı bu “hayaletleri” daha da dibe itmek, hatta yok etmek için elinden geleni ardına koymamıştır. İnsanlar arasındaki kardeşlik, bireyin değeri ve en “hakir” insanda dahi içkin güzellikler unutulup gitmiştir.
MAKSİM GORKİ (1868-1936): Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov olan yazar, Nijni Novgorod’da doğdu. Edebiyatta sosyalist gerçekçi yaklaşımın öncüsü kabul edilir. Küçüklüğü Astrahan’da geçti. Beş yaşındayken babası ölüp, annesi yeniden evlenince Nijni Novgorod’a dönerek, orada anneanne ve dedesi tarafından büyütüldü. Dedesinin zoruyla sekiz yaşında çalışmaya başladı ve ayakkabı tamirciliğinden bulaşıkçılığa pek çok işte çalıştı. İlk romanı Foma Gordeyev 1899’da, Rus devrimci hareketine adadığı Ana adlı romanı ise 1906’da yayımlandı. 1906’da Rusya’dan ayrılarak, yedi yıl boyunca siyasi sürgün yaşamı sürdü. 1921-28 yılları arasında İtalya’da yaşayan Gorki, 1929’da kesin olarak SSCB’ye döndü ve ölümüne dek orada yaşadı. Yazarın diğer önemli yapıtları, 1913-23 yılları arasında yayımladığı Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken ve Benim Üniversitelerim’den oluşan üçlemesiyle, Küçük Burjuvalar (1901), Tolstoy’dan Anılar (1967) ve Artamonovlar’dır (1925).
I. Perde
Mağarayı andıran bir bodrum katı. Sıvaları dökülmüş, tonozları islenmiş bir tavan. Işık yukarıdan aşağıya doğru, seyirciler tarafındaki kare bir pencereden vurmaktadır. Sağ köşede ince tahta perdelerle sahneden ayrılan Pepel’in odası ve bu odanın kapısının yanında da Bubnov’un sediri bulunmaktadır. Sol köşede büyük bir Rus sobası; onun solunda da Kvaşniya, Baron ve Nastya’nın yaşadığı mutfağa açılan, duvara gömülü bir kapı. Sobayla kapının arasında, kirli basma perdelerin ardına gizlenmiş geniş bir karyola vardır. Bütün duvarlar ranzalarla kaplıdır…
…