Sarı Odanın Esrarı

Açıklama

Sarı Odanın Esrarı

Sarı Odanın Esrarı, kilitli oda ya da imkânsız suç gizemi olarak anılan türün ilk örneklerinden biridir. Dedektif kurgunun bu alttürü, suçlunun hiçbir çıkışı olmayan kilitli bir odada sırra kadem bastığı; görünüşe göre imkânsız ve karmaşık bir suça işaret eder. Bu suçu soruşturanların gözle görünenin ardına bakıp muammayı çözmeleri gerekir. Leroux, 1907’de L’Illustration dergisinde tefrika edildikten sonra 1908’de yayımlanan romanında bizi acar dedektif Joseph Rouletabille ile tanıştırır.  Esrarlı olayları çözme becerisiyle tanınan Rouletabille, aynı zamanda romanın anlatıcısı olan arkadaşı avukat Sainclair ile birlikte esrarengiz bir saldırıyı aydınlatmak üzere Glandier şatosuna gelir.  Şato ünlü biliminsanı Profesör Stangerson’a aittir ve söz konusu saldırıya profesörün kızı Mathilde Stangerson hedef olmuştur.

Leroux’nun büyük başarı kazanan Sarı Odanın Esrarı romanı sürrealistlere ilham verirken, Fransız edebiyatçı ve sinemacı Jean Cocteau’nun da övgüsünü kazanmıştı.

GASTON LEROUX (1868-1927): Fantastik öğeler taşıyan polisiye romanlarıyla tanınan yazar ve gazeteci, Paris’te doğdu. Birçok sinema ve sahne uyarlaması yapılan Le Fantôme de l’opéra (1910; Operadaki Hayalet) adlı yapıtıyla büyük ün kazandı. Leroux, okulu bıraktıktan sonra bir hukuk bürosunda çalışmaya başladı. 1890’da artık profesyonel bir gazeteci olmuştu. 1894-1906 yılları arasında muhabir olarak dünyayı dolaştı. 1905 Rus Devrimi gibi tanıklık ettiği olayları Paris’teki gazetesine iletti. 1900’lerin başından itibaren romanlar yazmaya başladı. İlk başarısına Le Mystère de la chambre jaune (1907; Sarı Odanın Esrarı) ile kavuştu. İlk kez bu romanda ortaya çıkan genç gazeteci ve amatör dedektif Joseph Rouletabille karakteri çok sevildi. Rouletabille’in serüvenlerini Le Parfum de la dame en noir (Siyahlı Kadının Kokusu) adlı romanında da sürdürdü.